Çobanlığın Felsefesini Anlamayan İnsan Yönetemez. Ben De Çobanım

Çobanlığın Felsefesini Anlamayan İnsan Yönetemez. Ben De Çobanım
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Milli Tarım Projesi" kapsamında 14 Kasım 2016 tarihinde çiftçilerle bir araya geldi. Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde yapılan toplantıya Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere Başbakan Binali Yıldırım, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, çok sayıda bakan ve davetli ve çiftçiler katıldı. Toplantıya Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkanı Nihat Çelik de iştirak etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , “ Milletin evine sığmayıp şu an dışarda toplantımızı izleyen değerli kardeşlerim değerli misafirler sizleri en kalbi duygularımla hasretle muhabbetle selamlıyorum. Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığımız tarafından uygulamaya sokulan Milli Tarım Projesi'nin hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.  “Rahmetli Aşık Veysel ne güzel söylemiş; Dost dost diye nicesine sarıldım, benim sadık yârim kara topraktır. Beyhude dolandım boşa yoruldum, benim sadık yârim kara topraktır. Sadık yârimiz olan toprağa hak ettiği değeri vermezsek top yekûn insanlığın geleceğini tehdit altına sokmuş oluruz” diyen Erdoğan , “Rabbim bizlere topraktan yaratıldığımızı ve toprağa döneceğimize haber veriyor. İnsanoğlunun hayatta kalmasını sağlayan hususların başında tarım ve hayvancılık başarısı denk geliyor. Bunların üretimini beceremeseydi insanoğlu hayatına devam edemezdi ” diyerek tarım ve hayvancılığın önemine değindi.
'BU PROJEYE SAHİP ÇIKMALIYIZ'
Milli Tarım Projesinin her türlü takdir ve desteği hak ettiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , “Havza bazlı ve yerli üretimi destekleyen bu projeye sahip çıkmalıyız. Anadolu dünyanın en kadim tarım ve hayvancılık coğrafyası olmasına rağmen olmamız gereken yerin uzağındayız. Topraklarımız var ama yeterli teknik destekle hakkıyla değerlendiremiyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı ,  “ Meralarımız var ama et fiyatları almış başını gidiyor, ithalat yapıyoruz. Topraklarımız konusunda azotlu gübreyle topraklarımızı mahvettik. Çamurlanıyor. Tüm hastalıkların temelinde bu yatıyor. Doğal gübreye dönmek zorundayız. Kimyevi azotun tehdidinden tarımsal gıdalarımızı kurtarabiliriz” ifadelerini kullandı.
'DOMATES VE BİBER RAKAMLARI SÖYLENİNCE ÇOK AĞRIMA GİDİYOR'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye olarak yüzde 4,7 büyüme sağlandığını, tarımda ise büyümenin yüzde 2 oranında olduğunu belirterek ithalat artışının ihracat artışının üzerine çıktığını ifade etti. Avrupa’da bir numara olmanın gerçek potansiyel anlamına gelmediğini söyleyen Erdoğan ,   “Gıda ve et ithalatı yapıyorsa bir sorun olduğu anlamına gelir. İnşallah Milli Tarım Projesi ile bu sorunların çözümü konusunda önemli adımlar atmış oluyoruz. Plansız programsız işle arz açığı ya da fazlası bu sıkıntının geride kalacağına inanıyorum” diye konuştu.  “ illerimize ve hayvan türlerine göre fiyatların dengelenmesi ve ithalatın azalması konusuna ulaşacağımızı biliyorum “ diye belirten Erdoğan enflasyonun sebebinin gıda rakamları olduğuna dikkat çekerek “domates biber rakamları söylenince ağrıma gidiyor. Domatesten biberden dolayı enflasyondan etkilenmememiz lazım” diye konuştu.
'19 SEBZE ÇEŞİDİ NEDİR YA?'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Tarım Projesi kapsamında yapılan toplantıda sebze ve meyvede çeşitliliğin artması gerektiğine dikkat çekerek “bizim sebzede çeşitlerimizin artması lazım. 19 sebze çeşidi nedir ya? Bunu artıracağız. Bu topraklardan çok sebze gelir. Meyve çeşitlerimizi artırmamız lazım. Derde deva. İnşallah bu olacak. Adamlara gidiyorsun bakıyorsun masaya peynirlerin envayi çeşitlerini getiriyor. Bacılarım bizde de olur mu? Olur. Envayi çeşit peynir üreteceğiz ve dünyaya pazarlayacağız” dedi. “Fiyatları dengede tutacak bir sistem oluşturmamız lazım” diye konuşan Erdoğan , teşviklerin olduğunu geriye çalışmanın kaldığını ifade etti. Çiftçilik ve çobanlığın peygamberlik mesleği olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı , “çiftçilik ve çobanlığı bilgilendirmeyle teşvik ederek ülkemizde hak ettikleri konuma getirmeliyiz. Çobanlık deyip hafife almayın” dedi.
' BEN DE BİR ÇOBANIM'
Cumhurbaşkanı Erdoğan , “Çobanlığın felsefesini anlamayan insan yönetemez. Ben de bir çobanım. Hepiniz çobansınız, hepiniz güttüklerinizden mesulsünüz buyuruyor Peygamberimiz. Anlamayan anlamaz. Anlamayanların geldiği durum belli. Biz işimize bakalım. Bize eğilmek yakışmaz, biz sadece Rükûda eğiliriz” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ecdadımızın gittiği her yerde toprağı bereketli kılmanın çabaları içinde olduğunu söyledi.
Erdoğan darbe girişimine dikkat çekerek , “darbe girişimi sonrası samanlarını ateşe verene tazmini teklif edildiğinde biz o samanları Allah için yaktık diyerek Türk milletinin asaletini gösterdiler. 9 çiftçimiz şehit olmuştur. Pek çok çiftçimiz saflarını belli etmiştir. Böyle bir millete kim diz çöktürebilir. Böyle bir millete kim teslim olabilir” diye konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım, Milli Tarım Projesi toplantısında yaptığı konuşmada , çiftçilerin kafasına göre değil havzasına göre tarım yapacaklarına dikkat çekti. Başbakan Yıldırım, “bütün il ve ilçelerimizi kapsayan bir çalışma yapıldı. Bugün çiftçinin elinde bir rehber var. Nerelere hangi ürünlere ekersek oralardan destek alacağız” dedi. Tarım sektörüne 90 milyar TL destek verdiklerini ifade eden Yıldırım tarım sektörünün gelişme sağlayan desteklerin başında olmaya devam edeceğini söyledi.
'YILDA İKİ KEZ ÖDENECEK'
Başbakan Binali Yıldırım çiftçiye verilecek desteklere ilişkin , "bu destekler yıl boyu küçük küçük rakamlarla veriliyor. Parça pinçik vermek yerine yılda iki sefer; bir ekerken bir de biçerken, nisan-mayıs ve eylül-ekimde vererek bu işi sadeleştirelim. Yani aldığından da bir şey anlasın çiftçilerimiz. Bu karar önemli bir karar” dedi. Bir yıl içinde 14-15 milyar destek yapacaklarının altını çizen Yıldırım desteklerin yarısını nisan-mayıs diğer yarısını ise eylül – ekim aylarında vereceklerini belirtti.
'DEPONUN YARISI SİZDEN YARISI BİZDEN'
Başbakan Yıldırım, gübrede KDV’leri kaldırdıklarını tarım kooperatifleriyle ucuzlama sağlandığını belirterek mazot için de yarısının devlet tarafından karşılanacağının müjdesini verdi. Başbakan Binali Yıldırım “Sulamayla ilgili problemlerimiz var. Sulama ve toplulaştırma. Bir toplulaştırmayı hızlandırmalıyız. Miras nedeniyle büyük tarlalar bölünüyor, kimsenin işine yaramıyor. Mirasla bölünmeye yönelik kanuni düzenleme de yaptık” dedi.  2023'e kadar 7 milyon hektar tarım arazisi toplulaştıracaklarını söyleyen Yıldırım “ Bakanlar Kurulu olarak aldığımız kararla sulamada sorumluluğu Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na veriyoruz. Tarlalarda kapalı sulama her türlü sulama işinin sorumluluğu Tarım Bakanlığımızın olacak” diye konuştu.
'184 OVAMIZI KORUMA ALTINA ALIYORUZ'
Başbakan Binali Yıldırım , “ Milli Tarım Projesi'nin bir de hayvancılık tarafı var. 12 milyondan 23,5 milyona çıktı. Yine önemli bir mesafe kaydetti. Bugüne kadar Avrupa'nın en büyük tarımsal hasılasına sahip Türkiye  3. büyük Tohum Gen Bankası'nı da ülkemizde kurduk” dedi. Yıldırım , “Damızlık hayvancılığını önemsemeliyiz. Hayvancılıkta kendimize yetecek bir ülke haline gelmeliyiz. Tarım alanlarımızın korunmasına yönelik 184 ovamızı koruma altına alıyoruz. Buralara fabrika ve bina yapılmayacak. Bu alanlar dışında yapılacak. Şehirleşmede görüyoruz tarım arazilerinde beton binalar yükseliyor. Bereketli topraklar beton yığınına dönüşüyor” diye konuştu.
“BİR karış boş arazi bırakmayacağız, ekeceğiz”
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, 2023 hedefi doğrultusunda açıklanan Milli Tarım Projesinin önemli bir ayağını oluşturan havza bazlı üretim desteği ile üretimi planlamayı, kaynakları verimli kullanmayı ve çiftçinin hakkını almasını sağlamayı amaçladıklarının altını çizerek, "Türkiye toprakları 79 milyonun. Tapusu bizde olabilir ama toprakların tapusu, üretmek için bizdedir. Eğer üretmiyorsa orada kişisel mülkiyetten ziyade, 79 milyonun hakkı önemlidir. Onun için 1 karış boş arazi bırakmayacağız, ekeceğiz" ifadelerini kullandı.
Bakan Çelik, milletin birliği, vatanın bağımsızlığı için 15 Temmuz'da tarlaları ateşe verenleri, traktörlerle yollara düşenleri, bütün kahramanları ve şehitleri rahmetle andığını söyledi. Çelik, "2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyar olacağı ve bugünkü tarımsal hasılanın yüzde 60 artırılması halinde, açlıktan ve yoksulluktan insanların ancak kurtulabileceği, gıda savaşlarının yaşanmayacağı varsayımıyla tarımın ne kadar stratejik bir öneme sahip olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkmaktadır" diye konuştu.
Çelik, 14 yılda tarımda önemli mesafeler alındığına işaret ederek, 47 milyar dolarlık tarımsal hasılaya ve ihracatta 17 milyar dolara ulaşıldığını bildirdi. Gelecek dönemde tarımsal hasılada 150 milyar doları ve ihracatta 40 milyar doları yakalamayı hedeflediklerini vurgulayan Çelik, yeni hedefleri yakalayabilmek için geliştirilen milli tarım projelerinin, Başbakan Binali Yıldırım tarafından tüm Türkiye'ye açıklandığını hatırlattı.
Bu çerçevede Türkiye'nin 941 havzaya ayrıldığını kaydeden Çelik, bundan sonra havza bazlı üretim desteğinin uygulanacağını söyledi. Böylece üretimi planlamayı, kaynakları verimli kullanmayı ve çiftçinin hakkını almasını sağlamayı amaçladıklarının altını çizen Çelik, "Türkiye toprakları 79 milyonun. Tapusu bizde olabilir ama toprakların tapusu, üretmek için bizdedir. Eğer üretmiyorsa orada kişisel mülkiyetten ziyade, 79 milyonun hakkı önemlidir. Onun için 1 karış boş arazi bırakmayacağız, ekeceğiz" ifadelerini kullandı.
"Ürün İhtisas Borsası'nın kurulması ile ilgili çalışmalar son aşamada"
Bakan Çelik, ürünlerin lisanslı depolarda üreticisini memnun ederek değerlendirilmesinin önemine işaret ederek, 1.5 yıl içinde 3.5 milyon tonluk lisanslı depoya sahip olunacağını, üreticilerin ürünlerini diledikleri zaman bu depolara verebileceğini söyledi.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile yürüttükleri çalışma çerçevesinde Ürün İhtisas Borsası'nın kurulması ile ilgili çalışmaların son aşamaya geldiğini belirten Çelik, arazi toplulaştırmasına konu 7 milyon hektarlık arazi kaldığını, bunların 2023 yılına kadar toplulaştırılmasının sağlanacağını vurguladı.
Çelik, sertifikalı tohum kullanımını yaygınlaştıracaklarını dile getirerek, başta meyve, sebze ve yem bitkilerinde tohum açığı olduğunu, buna yönelik Ar-Ge araştırmalarına 10 kat daha fazla destek vereceklerini kaydetti. Çelik, böylece tohumculuk anlamında dünyada ilk 5 ülke arasına girme hedefine hızlı bir şekilde koştuklarını ifade etti.
"941 havzanın gübre kullanma kılavuzunu çıkaracağız"
Tarımda gübre ve ilaç kullanımına ilişkin açıklamalarda bulunan Çelik, "Bitkinin ihtiyaç duyduğu formatta organik, mikrobiyal gübre veya kimyasallar konusunda son aşamaya geldik. Yalnız kimyasal kullanmanın toprağa verdiği olumsuzluğu hepiniz biliyorsunuz. Bitkinin topraktan gerekli elementleri alabilmesi için mutlak suretle organik ve mikrobiyal bazı unsurların gübrede olma zorunluluğu bulunuyor. 941 havzanın gübre kullanma kılavuzunu çıkaracağız. Hangi havzada hangi gübre kullanılacak bunu bizzat çiftçilerimize ileteceğiz. Yaygın bir eğitim faaliyeti ile bilinçli tarım noktasındaki eksikliğimizi gidermiş olacağız" diye konuştu.
Çelik, mazotun yüzde 50'sinin devlet tarafından karşılanmasına da 2017'de başlanacağına dikkati çekerek, işletme bazlı sorumluluk anlayışını getireceklerini, her işletmeden veteriner hekim veya ziraat mühendisinin herhangi birinin sorumlu olacağını bildirdi.
"Sütte regülasyon devam edecek"
Kırmızı et tüketiminde 150-200 bin ton açığın bulunduğunu ifade eden Çelik, bu nedenle 500 bin büyükbaş ithal etmek zorunda kalındığını belirtti. Çelik, her yıl 400 bin buzağı ölümü olduğunu, bunu engellemek için yaygın bir şekilde buzağı ve hayvancılık desteklerini artırdıklarını söyledi.
Çelik, hayvancılık yapmak isteyenlere uzun süreli mera tahsisi yapılacağına dikkati çekerek, 2017 sonu itibarıyla sistem oturduğunda hayvan ithalinde büyük oranda düşüş olacağını, belli oranda yerli hayvan alımı zorunluluğu getirileceğini kaydetti.
Çelik, sütte Et ve Süt Kurumunun (ESK) regülasyonunun devam edeceğini dile getirdi. Kanatlı etinde etçil ana tavukta yüzde 100 dışa bağımlı olunduğuna dikkati çeken Çelik, "İnşallah 2017'de ilk yerli anaç tavuğumuzu piyasaya süreceğiz" dedi.


Etiketler : Erdoğan Çobanlığın Felsefesini Anlamayan İnsan Yönetemez. Ben De Çobanım