Hatay İli DKKYB de 3. Olağan Genel Kurul Gerçekleştirildi

Hatay İli DKKYB de 3. Olağan Genel Kurul Gerçekleştirildi
Hatay İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği 3. Olağan Genel Kurulu 28 Ağustos 2016 tarihinde Defne Prenses Otel’in toplantı salonunda gerçekleştirildi. Toplantıya, Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB ) Genel Başkanı Nihat Çelik de katıldı.
Genel Başkan Nihat Çelik’in Divan Başkanlığında gerçekleştirilen genel kurulda Birlik Başkanı Hikmet Çivi ve Birliğin Kurucu Başkanı Yıldıray Sumaytaoğlu birer konuşma yaparak genel kurulun hayırlı olması dileklerinde bulundular.
Genel başkan Çelik de delegelere hitaben yaptığı konuşmada,  15 Temmuz’da ülkemizin büyük bir badireden geçtiğini ve bu hain saldırıya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde millet olarak karşılık verildiğini ve topyekûn milli irade ve demokrasiye sahip çıkıldığını söyledi.
Genel Başkan Çelik, Hatay ilinde olduğu gibi 80 ilde Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliklerinin var olduğunu ve ülke genelindeki 250 bini aşan üye sayısıyla kendi alanında ülkemizin en büyük sivil toplum kuruluşu konumunda olduğunu ifade ederek öncelikle küçükbaş hayvanların ıslahı ile mevcut olan et ve süt verimlerini artırmak amacında olduklarını söyledi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile tam bir uyum içerisinde hareket ettiklerinden bahseden Çelik, Islah çalışmalarının yapılabilmesi ve hayvancılığın geliştirilebilmesi için Devletin milyonlarca liralık desteklemelerde bulunduğuna vurgu yaparak sektörün gelişmesi adına yapılan bu desteklerin heba edilmemesi gerektiğini ifade etti.
Genel Başkan Çelik, yeni yönetmeliğin resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiğini söyleyerek hayırlı olması temennilerinde bulunarak, ‘’İnşallah önümüzdeki günlerde sektörümüzü el birliği ile daha iyi yerlere getireceğiz. Ancak unutmayın ki sizlerin de katkısı bizim için çok büyük önem taşımaktadır. Bugün gerçekleştirilecek Genel kurulunuzun düzenli, usulüne uygun, adap çerçevesi dahilinde bir genel kurul olmasını diliyorum. Şimdiden bu noktada katkı sağlayacak olan değerli yetiştirici üye arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyor bu genel kurulun başarılı geçmesi ve sektörümüze faydalı sonuçlar alınmasını temenni ediyor,  bütün katılımcılara bir kez daha saygılarımı sunuyorum.’’ dedi.
Hatay ili Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliğinin 3. Olağan Genel Kurulunda gündem maddelerinin görüşülmesini müteakip yapılan seçimde Hikmet Çivi başkanlığında yeni yönetim ve denetim kurulu üyeleri belirlendi.
 
Aynı zamanda Van İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliğinin kurucusu olan Çelik ile sektörü, birlikleri ve projeleri konuştuk. Birliklerin sektördeki önemini vurgulayan Çelik,’’Sektörümüzün yaşaması, Birliklerimizin ayakta durabilmesi ve bu anlamda güç birliği ile sağlıklı bir çalışma yürütülmesi iledir. Bunun için olması gereken dengeleri sağlayıp azimle yolumuza devam edeceğiz ‘’ diye konuştu.
Nihat Çelik’in koyun keçi serüveni nasıl başladı ?
Ülkemiz özellikle Doğu Anadolu Bölgemiz küçükbaş hayvancılıkta büyük kapasiteye sahip. İlk hayvan sayımı 1984 yılında yapılmış olmakla birlikte daha öncesinden verilen rakamların tamamı afakidir. Ancak bir gerçek var ki o da ülkemiz geneline baktığımızda Van’ın, küçükbaş hayvan varlığı açısından birinci sırada yer almasıdır. Bu nedenle hem hayvanlarımızın verimlerini artırmak hem de yetiştiricilerin örgütlenmesini sağlamak için öncelikle 2006 yılında Van İli Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği’ni kurdum. Ancak çalışmalarımız Van ile sınırlı kalmadı ve akabinde ülke genelindeki sorun ve zorluklara da çözüm ulaştırabilmek amacıyla, yol arkadaşlarımla beraber Ankara’da Türkiye Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği’ni kurduk. Merkez Birliğinde 4 yıl süreyle Genel Başkan Yardımcılığı görevini yaptıktan sonra 24 Nisan 2016 tarihinde yapılan 3. Olağan Genel Kurulda Genel Başkanlığa seçildim. Yıllardır küçükbaş hayvancılık sektörüne hizmet etmiş biri olarak bundan sonraki süreçte de çalışmalarıma devam edecek ve küçükbaş hayvancılığın daha da gelişmesi için katkı vermeye devam edeceğim.
Koyun keçi birliklerinin sektöre katkıları nelerdir ? Bu örgütlenmenin Türkiye İçin Önemi nedir.?
Merkez birliğimiz ve Birliklerimiz; üstün verimli hayvanlar yetiştirmesi için yerli ırkların genetik potansiyellerinin geliştirilmesi amacıyla Bakanlığımızca ya da Merkez Birliğimizce belirlenecek bölgesel ya da ülkesel düzeyde ıslah programlarının uygulanması başta olmak üzere çalışmalar yürütmek için kurulmuşlardır. Küçükbaş hayvanların verimlerinin artırılması, bunların soy kütüğü, ön soy kütüğü kayıtlarının tutulması, toplanan verilerin değerlendirilmesi ve sigorta işlemlerinin yapılması, birlik personelinin eğitimlerinin sağlanması, bölgesel ve ulusal düzeyde yarışmalar düzenlenmesi, birlik ihtiyaçlarının temin ve tedariki ile üretimin yurt içi ve yurt dışında pazarlanması, ürünlerin değerlendirilmesi için gerekli tesislerin kurulması, diğer ülkelerle ilişkilerin düzenlenmesi, geliştirilmesi ve işletilmesi gibi hususlar ile Bakanlıkça belirlenecek her türlü hayvan ıslahı çalışmalarını yapmak ve hayvancılık politikaları üretmektir. Birliklerimiz ayrıca Bakanlığımızca yetiştiricilerimize verilen anaç koyun keçi desteklemelerinin ödenmesinde aracılık yapmakta hayvanların güncellenmesi çalışmalarını da yürütmektedir. Bütün bu saydığım görevlerin Birlikler tarafından yapılması elbette ülkemiz küçükbaş hayvancılığı için çok önemlidir. Her yerde söylüyoruz, ülkemiz coğrafyası küçükbaş hayvancılık coğrafyasıdır. Özel önem vermemiz gereken bir sektördür. Onun için de bu sektörün daha çok desteklenmesi gerekmektedir.
Son 10 yıl içinde Türkiye'de küçükbaş hayvancılığın fotoğrafını çekersek Nihat Çelik bu karenin içinde neler görüyor? Neler yapıldı, neler planlandı ve neler yapılamalı?
Küçükbaş hayvancılığımız son 10 yılında çok önemli mesafeler kaydetmiştir. 1980 li yıllarda 60-70 milyon civarında olan küçükbaş hayvan varlığımızın on yıl öncesinde 31 milyona kadar gerilediğini ancak 10 yıllık süreçte yeniden bir ivme kazanarak bugün 40 milyonun üzerine çıktığını görüyoruz. Bunda Bakanlığımızın küçükbaş hayvancılığı destekleme kapsamına alarak çeşitli destekler sağlamasının büyük rolü olmuştur. Diğer yandan küçükbaş hayvan yetiştiricilerinin Birlikler halinde örgütlenmesinin de büyük katkıları vardır. Birliklerin kurulmasından sonra halk elinde hayvan ıslahı projeleri ile yetiştiricilerimizin ıslah çalışmalarına iştirak etmelerini de önemsiyorum. Özetle ifade etmek gerekirse, yıllarca ihmal edilen küçükbaş hayvancılık son on yılda yapılan çalışmalar ile hak ettiği yere ulaşma yönünde ilerlemektedir. Sektörümüzün halen çözüm bekleyen sorunları olsa da bu sorunların da zamanla çözüleceği noktasında inancımız tamdır. Küçükbaş hayvancılığın destekleme kapsamına alınarak Birliklerin kurulmasında büyük emeği olan önceki bakanımız Sayın Mehmet Mehdi Eker’e minnet ve teşekkürlerimizi sunuyorum. Sayın Bakanımız Faruk Çelik’in de sektörümüze ve Birliklerimize büyük ilgi ve samimiyetle yaklaştığını ve bizlere büyük güç ve destek verdiğini belirtmek istiyorum.
Küçükbaşta ıslah seferberliğine büyük önem verdiğinizi yaptığınız açıklamalardan takip ediyoruz. Birliklerin kuruluş amaçları arasında da yer alan ıslah çalışmalarında önümüzdeki günlerde neler planlanıyor. ?
Türkiye'de koç ve tekelerde döl kontrolü yapmak için çok önemli bir proje başlatıyoruz. Çünkü biliyoruz ki Türkiye toprakları küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine daha uygundur ve kırmızı et açığı büyükbaşla kapatılamaz, Onun içindir ki et üretiminde küçükbaşın birinci planda olması gerekir.
Bunun için teknik çalışmalar yürütüyoruz ve küçükbaş hayvanlarda ıslah yöntemlerini geliştirmeyi kendimize asli görev sayıyoruz. Bu ıslah çalışmalarına esas olmak üzere; Türkiye'de koç ve tekelerde döl kontrolü yapacağız. Proje ile ırkların saf olarak yetiştirilmesi sağlanacak, hayvandan elde edilecek ürün miktarında artış olacak ve yetiştiricilerin karı artacak. Bakanlıktan bunun için küpeleme ve soy kütüğü tutma yetkisi istiyoruz. Islaha adım atarken hayvanı tanımlamak çok önemli. Bakanlığımız Hayvancılık Genel Müdürlüğünce yazılımı son aşamaya gelen kısacası SOYBİS dediğimiz Soy Kütüğü Bilgi Sistemi hazırlanmıştır. Sistem şu anda test aşamasında olup bu sistem ile soy kütüğü kayıtlarını tutacağız. Biz bu misyonla geliyoruz. Ülkemizdeki koyun keçi populasyonunu ıslah edeceğiz, verimsiz veya düşük verimli hayvanları sürülerden elimine edeceğiz, dolayısıyla yüksek verimli hayvanlarla yetiştiricilerimiz çalışacağı için gelir seviyeleri yükselecek, köyden kente göçü engelleyeceğiz.
Program başarıya ulaştığında eminim ki küçükbaş hayvancılık sektörü ülkemiz için vazgeçilmez bir sektör olacaktır. Ancak başarıya ulaşmak için de Yetiştiricilerimiz ve Birliklerimizin etkin bir şekilde rol alması gerekiyor.
Yetiştiricilerimizin en büyük sıkıntılarından biri olan mera ile ilgili Merkez Birliğinin bir çalışması var mı ?
Mera sorunu yıllardır devam eden büyük bir sorunumuzdur. Süreli olarak gündeme getiriyoruz. İllerde mera komisyonları var ama bu komisyonlarda meraların gerçek sahibi olan Damızlık Koyun Keçi Birlikleri yok. Bu konunun çözümü için sürekli bakanlığımıza taleplerimiz oldu. Çünkü sorun buradan başlıyor. Birde 1941 yılında çıkarılan 4081 Sayılı Çiftçi Mallarını Koruma Kanunu gereğince hayvanlarımızın meraya çıkmaları konusunda büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu kanunun da günümüz şartlarında güncellenmesi gerekmektedir. Biz Merkez Birliği olarak bu konuları içeren rapor ve bilgi notlarını Bakanlığımıza iletmiş bulunuyoruz. Aksi halde bizim birlikler olarak yapacağımız fazla bir şey görünmüyor. Yani bu konudaki sorunların çözümü bir takım yasal düzenlemelerle mümkün olacaktır. Ben bu konuların da zamanla bir çözüme kavuşacağını düşünüyorum.
Türkiye'de küçükbaş hayvan yetiştiricileri bir örgüt çatısı altında toplandıktan sonra yansımalar nasıl oldu? Birliklerin kurulması yetiştiricinin hayatında neleri değiştirdi?
Birlikler kurulmadan önce yetiştiriciler adeta kimsesizdi. Dertlerini, sıkıntılarını anlatacak bir merci yoktu. Küçükbaş hayvancılığın en önemli aktörü olan çobanlar hor görülmekteydi. Birlikler kurulduktan sonra yetiştiriciler de zamanla kendilerini geliştirdiler. Kendilerini birer işletme olarak benimsediler. Güven duygusuna kavuştular. En azından örgütlü bireyler olarak sorumluluk duygusu taşımaya başladılar. Ama bunlar çok kısa bir zaman diliminde oldu. Yani Birliklerin kurulmaya başlandığı 2006 yılından itibaren kısa bir dönemde gerçekleşti. Gerek Merkez Birliğimiz ve gerekse Birliklerimizce yapılan çalışmalarla küçükbaş hayvancılığa ilişkin hızlı çözümler elde edilmeye başlandı. Şimdi yetiştiricilerimizin sorunlarına daha hızlı çözümler bulabiliyoruz. .Mutad olarak yaptığımız yönetim kurulu toplantılarında birliklerimizin eksiklerini ve daha güzel çalışmaları nasıl yapabileceğimizi düşünerek yeni çözümler bulmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki süreçte yetiştiricilerimizin çok daha iyi yerlere geleceğini düşünüyorum.
Küçükbaş hayvan eti, Türkiye’de büyük bir öneme sahip. Hayatımızda, kültürümüzde, tarihimizde ve geleneklerimizde yeri büyük. Peki küçükbaş eti sofralarda daha çok görmek için neler yapılmalı.?
İnsanlarımızın sağlıklı beslenmesinde küçükbaş hayvan ürünlerinin çok önemli olduğunu bizler biliyoruz ama bunun da çeşitli yollarla insanlarımıza anlatılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü küçükbaş hayvancılık ülkemizde daha çok meraya dayalı bir şekilde yapıldığı için etinde kimyasal madde bulunmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu nedenle tüketicileri küçükbaş hayvancılık ürünlerine yönlendirmeye çalışacağız. Bundan sonraki süreçte hedeflerimizden birisi de kırmızı et fiyatlarındaki dengeyi sağlamak olacaktır. Sağlıklı nesiller yetiştirebilmemiz için küçükbaş hayvan et tüketimini mutlaka artırmamız gerekiyor. Bunun için bir kamu spotu hazırladık. RTÜK’den geçtiği anda ulusal televizyonlarda yayınlanacaktır. Ama tüketim için önceliklerimizden biri uygun fiyat istikrarının sağlanmasıdır. Bu konuda Bakanlığımızın bir takım çalışmaları mevcuttur. Biz küçükbaş hayvancılık sektöründe yer alan üreticilerimizin emeklerinin karşılığını alacak şekilde para kazanmasını diğer yandan da tüketicilerimizin uygun fiyatlarla et tüketiminden yanayız. Nihai amacımız da daha çok küçükbaş hayvan yetiştirmek ve insanlarımıza küçükbaş hayvan eti yedirmektir.
Son olarak buradan Koyun Keçi Dünyası okuyucularına neler söylemek istersiniz ?
Benim en büyük dileğim, sektörümüzün yaşaması, Birliklerimizin ayakta durabilmesi ve bu anlamda güç birliği ile sağlıklı bir çalışma yürütülmesidir. Bunun için olması geren dengeleri sağlayıp azimle yolumuza devam edeceğiz.
Genel Başkanlığa seçildiğim Merkez Birliğimizin 3. Olağan Genel Kurulunda delegelerimize hitaben yaptığım konuşmamda belirttiğim üzere; Merkez Birliğimiz önümüzdeki süreçte, ülkemiz küçükbaş hayvancılığı, geliştirilecek somut projelerle çok daha iyi yerlere gelecek, birliklerimiz ve merkez birliğimiz birikim ve tecrübelerini daha da artıracak bir yapıya kavuşacak, yasaların verdiği yetkiler çerçevesinde, dürüst, hukuka saygılı ve şeffaf yönetimi ile 80 birliğimiz ve 250 bin küçükbaş hayvan yetiştiricisi üyemizin sesi olacaktır.
Uzun yıllar itibariyle sivil toplum kuruluşlarının çeşitli kademelerinde görev yapmış olmam nedeniyle elde ettiğim bilgi birikimimle yetiştiricilerimizin sıkıntılarını kendi sıkıntılarım gibi görerek bu yolda rant paylaşımı değil hizmet için yarışacağım.
KOYUN KEÇİ DÜNYASI DERGİSİ olarak sayfalarınızda bana yer verdiğiniz ve küçükbaş hayvancılık sektörümüze yayınlarınızla yapmış olduğunuz hizmetler için teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.


Etiketler : Hatay İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliğinde 3. Olağan Genel Kurul Gerçekleştirildi